Ahteri Kebir --Muslihuddin Mustafa (ö. 968/1560-61)--Lügat --Osmanlıca--Ahterî. Ahterî-i Kebîr diye de anılan bu Arapça-Türkçe sözlük onun en meşhur eseridir. Belli başlı Arapça kaynaklardan faydalanarak 952 (1545) yılında tamamladığı eser, yaklaşık 40.000 kelime ihtiva etmektedir. Her ne kadar muhteva ve sağlamlık bakımından Mütercim Âsım Efendi’nin Kāmus Tercümesi ile kıyaslanamazsa da bazı özelliklerden dolayı haklı bir ün kazanmıştır. Bu özellikler şöyle sıralanabilir: a) Arapça kelimeleri, sülâsî ve rubâî köklerini dikkate almaksızın yazılışlarına göre alfabetik olarak tertip etmesi, böylece kendinden önceki sözlüklere göre bugünün lugatçılık anlayışına daha uygun bir yenilik getirmesi; b) Çok kullanılan kelimeleri seçip almak suretiyle kitabın hacmini küçültmesi ve bu sebeple onu bir el lugatı haline getirmesi; c) Kelimelerin karşılıklarını mümkün olduğu kadar Türkçe vermesinin yanında, eş anlamlı bir diğer Arapça kelimeyle de pekiştirmesi; d) Verdiği mânaya göre kelimeyi bir Arapça örnek cümle içinde kullanarak dile hâkimiyet kazandırması. Eserde Eski Türkiye Türkçesi devresine (XIII-XV. yüzyıllar) ait olup Osmanlı Türkçesi’nde ihmal edilen öz Türkçe kelimelerin kullanılması ve ayrıca eserin bazı ağız özellikleri taşıması sözlüğe çağdaş dilcilik ve Türkoloji araştırmaları bakımından ayrı bir değer kazandırmaktadır. Ahterî’nin diğer Arapça-Türkçe sözlüklerden daha fazla tutulması, “kebîr” (büyük) sıfatıyla anılmasına sebep olmuştur. Bu durum bazı yazarlarda, Ahterî’nin bir de “sagīr” (küçük) ve “evsat” (orta) boylarının mevcut olduğu zannını uyandırmıştır. Fakat eldeki yazma nüshalar arasında hiçbir fark bulunmaması ve ayrıca muhtelif baskıların daima aynı hacimde yapılmış olması bu görüşü çürütmekte ve bunun “kebîr” sıfatından kaynaklanan bir yanlış çağrışım olduğunu ortaya koymaktadır--1256 Hicri --Sultaniye matbaası İstanbul --710 Syf. Tek Kitap -- 19x27 cm.